Son
zamanlarda nedense Neşet Ertaş'ın türküleri kulaklarımda daha
fazla yankılanır oldu. Bu hızlanan, sertleşen, neredeyse amansız
bir yarışa dönen öfke dolu dünyada onun duru sesini, bozkırın
şafaklarından yükselen sesini siz de özlemediniz mi?
"Şarlo’yu
görüyoruz. Anadolu’da bir ağacın altında durmuş, ufka
bakıyor. Uzakta tepeleri karla örtülmüş dağların önünde
elinde bağlamasıyla bir ozanın siluetini seçiyor. Neşet Ertaş’ı
saygıyla selamlıyor. 20. yüzyılda bir süre dünyayı
paylaştıkları saz üstadının yaşarken çektiği sıkıntıları
ve ölümüyle yarattığı ilgiyi düşünüyor. Geleneksel müzik,
hele Anadolu kültürü kendisine yabancı olsa da titreyen tellerden
yüreklere işleyen acıyı hissediyor. İnsan sesinin bu müziğin
anlattığı öykülere ne güzel uyduğunu görüyor." (1)
“Neşet
Ertaş Türkü demek; binlerce yıldır söylenen ve söylenecek
olan… Neşet Ertaş bağlama demek; binlerce yıldır çalınan ve
çalınacak olan.” (1)
Neşet
Ertaş'ın aramızdan ayrıldığı yıl dünyanın nasıl küçülmüş,
zamanın ne denli hızlanmış olduğunu düşünmüştüm. Bir de
Neşet Ertaş'ın romanının yazılabileceğini. Can Dündar'ın
belgeselini izlerken Neşet Ertaş'ın yaşamının bir roman için
olağanüstü zengin bir kaynak oluşturabileceğini görmüştüm.
25
Eylül 2012'de yitirdiğimiz büyük ozan, İş Sanat'ta düzenlenen
"Dostlar Neşet Ertaş Söylüyor" etkinliğinde anılmış.
Olgun Şimşek, Can Dündar, İsmail Altunsaray, Cengiz Özkan ve
Kardeş Türküler Neşet Ertaş'ın türkülerini seslendirmiş,
hayatından kesitler aktarmış. Can Dündar'ın Neşet Ertaş için
hazırladığı Garip belgeselinden bölümler sunulmuş. (2)
Neşet
Ertaş için hazırladığı belgesel ve kitap ile tanınan sanatçı
ve TV programcısı Bayram Bilge Tokel de ölüm yıldönümünde
Neşet Ertaş'ı anlatmış. Neşet Ertaş isminin kendisine
'bağlama' ve 'türkü'yü hatırlattığını söyleyerek Ertaş
için "O bu dünyaya saz çalıp türkü okumak için gelmiş
bir ulu abdaldı. Kendine ve insanlığa karşı hizmetini en
mükemmel şekilde yerine getirdiğini düşünüyorum" demiş.
(3)
Neşet
Ertaş için yapılmış belgesel çalışma ve film onun
değerlerinin zenginliğini çok iyi derlemiş ve düzenlemişti,
güçlü bir belgesel derinlikle sunuyordu. Yansıtılan yaşam
öyküsü, Neşet Ertaş'ın sevecen, sıcak, alçakgönüllü, duru
kişiliği, babası Muharrem Ertaş'ın yaşadığı zorluklar,
Aydost'la attığı unutulmaz çığlık, baba ve oğul kendi
öykülerini yaşarken Türkiye'nin geçirdiği değişim, politik ve
ekonomik süreçler, bunların iki saz ve söz virtüözünün
yaşamlarına etkisi, Muharrem Ertaş'ın bu dünyayı yalnız ve
yoksul olarak bırakıp gidişi, oğlununsa harcadıkları çabaların
karşılığını biraz babası için de alabilmiş oluşu, son
yıllarda gördüğü büyük sevgi. Türkülerden uzak gençlerin,
onları tanımadan büyümüş çocukların dünyasındaki yerleri
ilginç bir roman konusu olmaz mı?
....
Zincirler...
Yaşamda görünür görünmez zincirlerle bir yerlere bağlı mıyız?
Görkemli ve pahalı zincirler, ucuz olanları, ikinci el zincirler,
elden düşmeler. Zincirleri de artık işsizlere, dışlanmışlara
satılıyor mu? Eskiden zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri
olmayanların artık evleri, arabaları, çamaşır bulaşık
makineleri, televizyonları, cep telefonları olabiliyor mu? Kiminin
(örneğin
büyük tüketim malzemesi üreticilerinin fabrikalarında
çalışanların) daha iyi, kiminin (örneğin küçük bir atölyede
çıraklık yapanların) daha kötü zincirleri mi var, zincirleri
sayesinde çalışanların hepsi sistemden çok ya da az bir pay
alabiliyorlar mı? Artık bazılarının zincirleri bile mi yok?
"Dileneceğine gidip çalışsana kardeşim" sözü
anlamını yitirdi mi? Ekonomi emeğe eskisi kadar çok gerek
duymuyor mu? Bu yüzden en iyiler dışındaki iş gücünü sistem
dışına, yokluğa, sadakaya, yardımlara, ya da düzeni ve umudu
toptan reddetmeye mi itiyor? Yaşanan acımasız kavgaların nedeni
bu sancılar mı?
....
Yaşamın
gittikçe artan bu gürültüsünde, öfkeli çığlıkların her
yanı kapladığı karanlık fırtınalarda bozkırdan yükselen duru
bir sesin yalınlığını, yatıştırıcı yumuşaklığını,
sevgi ve hoşgörü dağıtan sıcaklığını arıyor musunuz? Neşet
Ertaş'ın ezgileri kulağınızda yankılandıkça onu özlüyor
musunuz? "Bu kavgalarda birleştirici bir değer olur muydu,
yoksa güçler savaşının arasında
ezilip
sessizliğe mi dönerdi?" diye düşünüyor musunuz?
Öyleyse
öfkeden ve kavgadan uzak durun.
Barışın,
Neşet Ertaş türkülerini dinlemenin tam zamanıdır.
1.
Mehmet Arat, Şarlo 21. Yüzyılda,
http://www.sanatlog.com/sanat/sarlo-21-yuzyilda/
2.
Dostlar Neşet Ertaş'a seslendi,
http://candundar.com.tr/_v3/#!/BASINDAN/2014/Dostlar_Neşet_Ertaşa_seslendi/#Did=25225
3.
'Bozkırın Tezenesi' ödülüyle anılacak,
http://www.haber5.com/guncel/bozkirin-tezenesi-oduluyle-anilacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder