18 Eylül 2015 Cuma

Neşet Ertaş'ın Zincirleri


Son zamanlarda nedense Neşet Ertaş'ın türküleri kulaklarımda daha fazla yankılanır oldu. Bu hızlanan, sertleşen, neredeyse amansız bir yarışa dönen öfke dolu dünyada onun duru sesini, bozkırın şafaklarından yükselen sesini siz de özlemediniz mi?

"Şarlo’yu görüyoruz. Anadolu’da bir ağacın altında durmuş, ufka bakıyor. Uzakta tepeleri karla örtülmüş dağların önünde elinde bağlamasıyla bir ozanın siluetini seçiyor. Neşet Ertaş’ı saygıyla selamlıyor. 20. yüzyılda bir süre dünyayı paylaştıkları saz üstadının yaşarken çektiği sıkıntıları ve ölümüyle yarattığı ilgiyi düşünüyor. Geleneksel müzik, hele Anadolu kültürü kendisine yabancı olsa da titreyen tellerden yüreklere işleyen acıyı hissediyor. İnsan sesinin bu müziğin anlattığı öykülere ne güzel uyduğunu görüyor." (1)

Neşet Ertaş Türkü demek; binlerce yıldır söylenen ve söylenecek olan… Neşet Ertaş bağlama demek; binlerce yıldır çalınan ve çalınacak olan.” (1)

Neşet Ertaş'ın aramızdan ayrıldığı yıl dünyanın nasıl küçülmüş, zamanın ne denli hızlanmış olduğunu düşünmüştüm. Bir de Neşet Ertaş'ın romanının yazılabileceğini. Can Dündar'ın belgeselini izlerken Neşet Ertaş'ın yaşamının bir roman için olağanüstü zengin bir kaynak oluşturabileceğini görmüştüm.

25 Eylül 2012'de yitirdiğimiz büyük ozan, İş Sanat'ta düzenlenen "Dostlar Neşet Ertaş Söylüyor" etkinliğinde anılmış. Olgun Şimşek, Can Dündar, İsmail Altunsaray, Cengiz Özkan ve Kardeş Türküler Neşet Ertaş'ın türkülerini seslendirmiş, hayatından kesitler aktarmış. Can Dündar'ın Neşet Ertaş için hazırladığı Garip belgeselinden bölümler sunulmuş. (2)

Neşet Ertaş için hazırladığı belgesel ve kitap ile tanınan sanatçı ve TV programcısı Bayram Bilge Tokel de ölüm yıldönümünde Neşet Ertaş'ı anlatmış. Neşet Ertaş isminin kendisine 'bağlama' ve 'türkü'yü hatırlattığını söyleyerek Ertaş için "O bu dünyaya saz çalıp türkü okumak için gelmiş bir ulu abdaldı. Kendine ve insanlığa karşı hizmetini en mükemmel şekilde yerine getirdiğini düşünüyorum" demiş. (3)

Neşet Ertaş için yapılmış belgesel çalışma ve film onun değerlerinin zenginliğini çok iyi derlemiş ve düzenlemişti, güçlü bir belgesel derinlikle sunuyordu. Yansıtılan yaşam öyküsü, Neşet Ertaş'ın sevecen, sıcak, alçakgönüllü, duru kişiliği, babası Muharrem Ertaş'ın yaşadığı zorluklar, Aydost'la attığı unutulmaz çığlık, baba ve oğul kendi öykülerini yaşarken Türkiye'nin geçirdiği değişim, politik ve ekonomik süreçler, bunların iki saz ve söz virtüözünün yaşamlarına etkisi, Muharrem Ertaş'ın bu dünyayı yalnız ve yoksul olarak bırakıp gidişi, oğlununsa harcadıkları çabaların karşılığını biraz babası için de alabilmiş oluşu, son yıllarda gördüğü büyük sevgi. Türkülerden uzak gençlerin, onları tanımadan büyümüş çocukların dünyasındaki yerleri ilginç bir roman konusu olmaz mı?

....

Zincirler... Yaşamda görünür görünmez zincirlerle bir yerlere bağlı mıyız? Görkemli ve pahalı zincirler, ucuz olanları, ikinci el zincirler, elden düşmeler. Zincirleri de artık işsizlere, dışlanmışlara satılıyor mu? Eskiden zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayanların artık evleri, arabaları, çamaşır bulaşık makineleri, televizyonları, cep telefonları olabiliyor mu? Kiminin
(örneğin büyük tüketim malzemesi üreticilerinin fabrikalarında çalışanların) daha iyi, kiminin (örneğin küçük bir atölyede çıraklık yapanların) daha kötü zincirleri mi var, zincirleri sayesinde çalışanların hepsi sistemden çok ya da az bir pay alabiliyorlar mı? Artık bazılarının zincirleri bile mi yok? "Dileneceğine gidip çalışsana kardeşim" sözü anlamını yitirdi mi? Ekonomi emeğe eskisi kadar çok gerek duymuyor mu? Bu yüzden en iyiler dışındaki iş gücünü sistem dışına, yokluğa, sadakaya, yardımlara, ya da düzeni ve umudu toptan reddetmeye mi itiyor? Yaşanan acımasız kavgaların nedeni bu sancılar mı?

....

Yaşamın gittikçe artan bu gürültüsünde, öfkeli çığlıkların her yanı kapladığı karanlık fırtınalarda bozkırdan yükselen duru bir sesin yalınlığını, yatıştırıcı yumuşaklığını, sevgi ve hoşgörü dağıtan sıcaklığını arıyor musunuz? Neşet Ertaş'ın ezgileri kulağınızda yankılandıkça onu özlüyor musunuz? "Bu kavgalarda birleştirici bir değer olur muydu, yoksa güçler savaşının arasında
ezilip sessizliğe mi dönerdi?" diye düşünüyor musunuz?

Öyleyse öfkeden ve kavgadan uzak durun.

Barışın, Neşet Ertaş türkülerini dinlemenin tam zamanıdır.

1. Mehmet Arat, Şarlo 21. Yüzyılda, http://www.sanatlog.com/sanat/sarlo-21-yuzyilda/


3. 'Bozkırın Tezenesi' ödülüyle anılacak, http://www.haber5.com/guncel/bozkirin-tezenesi-oduluyle-anilacak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder